Bilindiği üzere kefir süt ile yapılan bir çeşit maya ve mantardır. Tıpkı yoğurt mayalar gibi kurulan, oldukça faydalı probiyotik bir içecektir. Yaklaşık 2 yılı aşkın bir süre önce bir arkadaşımın temin etmeme yardımcı olmasıyla kendim evde yapıp içmekteyim. Kafkasyada yaşayan insaların milli içeceği diyebileceğimiz bu mucizevi içeceği herkesin içmesi gerektiğini düşünüyorum.
Yaklaşık 3 yıl önce safra kesesi ameliyatı oldum, safra kesesi ameliyatı sonrası oluşan rahatsızlıklarımdan en önemlisi olan karın şişkinliği ve kabızlık sorunuma oldukça fayda gösteren çare olan kefiri mümkün mertebe günlük olarak tüketmekteyim. Bunun yanında reflü ve gastrit rahatsızlıklarıma da çok iyi gelmektedir. Normalde kefir ile tanışmadan önce günlük sabahları 1 tane aç karnına aldığım mide koruyucu ilacımı artık kullanmıyorum. Evde çocuklarıma da yatmadan önce içiriyorum. Sabah kahvaltı öncesi ve gece yatmadan önce içilen kefirin gerek midemde, gerek uyku düzenimde çok faydasını gördüm. Artık kabızlık sorunlarım, gazdan dolayı karın şişkinliği sorunlarım çok şükür ortadan kalktı. İçeriğinde yoğurttan farklı olarak probiyotik (yararlı bağırsak mikropları) olmasından dolayı zaten sindirim sistemine çok iyi geleceğini herkes tahmin etmiştir. Yoğurt probiyotik oluşumuna faydalı olur iken kefirde direkt probiyotik olduğundan yoğurt ile kıyasladığımızda daha faydalı bir içecek.
Yoğurt ile kefir arasındaki mayalama farkı; Kefir ile yoğurt arasında mayalama açısından çok bir fark yoktur. Her ikisi de süt ‘e kurulmakta, yoğurt bir miktar yoğurtun süte katılması ve oda sıcaklığında bekletilmesi ile olurken kefir ise kendi mayasından süte atılarak kurulmakta.
Kefir Nasıl Hazırlanır; Kefirin karnıbahar çiçeğine benzeyen veya patlamış mısıra benzeyen bir yapıda mayası var. Bu mayasını gerek çevremizde ineği olup süte satan bir yerden alacağımız süt ile gerekse marketten alıanacak pastörize yarım/tam yağlı sütten temin ediyoruz. Çevremizden temin ettiğimiz yani marketten almadığımız pastörize olmayan süt pişmiş olmalıdır. Mayamızın büyüklüğüne göre tüketebileceğimiz miktara göre oda ısısındaki sütü öncelikle cam bir kavanoza sütümüzü kavanozun üstünde ortalama 1,5-2cm boşluk kalacak şekilde koyduktan sonra kefir mayamızı da içine atıyoruz. Kefir mayasını 1lt. süt için ceviz büyüklüğünde tutmamız yeterli olabiliyor. Sütü koyarken boşluk bırakma sebebimiz kefir mayalanmaya başlayınca haciminde bir miktar artma olabilir ki yaz aylarında bu biraz daha fazla olmakta, kapağa kadar yükselme olmaması için. Daha sonra kefirimizi bir bohça, kumaş parçası ile karanlık göstermeyecek şekilde sarıp mayalanması için beklemeye bırakıyoruz. Eğer isterseniz ışık almayan plastik süt şişelerine de kurabilirsiniz lakin bilindiği üzere cam sağlıktır bu yüzden cam şişe kullanmanızı öneririm. Bu süre ortalama 12 saattir lakin bahsettiğim gibi kefirin mayasını 1lt için bir çeviz büyüklüğü kadar tutmamışsak veya sütü biraz fazla kullanmışsak bu süre uzayabiliyor.Kefirin mayalanma sürecini kullanılan sütün ısısı ve ortam ısısı bile etkilemektedir. Ortalam 24 saat geçtikten sonra kefirin tutup tutmadığını kontrol ettiğimizde henüz koyu ayran kıvamına gelmemiş ise bir süre daha bekletmeye almamız gerekiyor. Eğer koyu kıvam gelmişse plastik süzgeçten süzüp mayasını ayırıyoruz. Daha sonra bu mayaları bir miktar çeşme suyuna tutup yeniden kurmaya hazır hale getiriyoruz sonra yine yukarıda bahsettiğim şekilde süte tekrar kuruyoruz. Bunu günlük bu şekilde tekrarlayıp kefirimizi üretmeye devam ediyoruz. Kefiri korumamız gereken ışık ve metaldir. Kefirin mayasına ve içeceğimiz sıvısına metal değdirmemeye özen göstermemiz gerekmektedir. Kefirin günlük tüketimini 200ml ile 1000ml arasına kadar yapabiliriz. Özellikle bebeklerde kullanmamız gerekiyor bunun sebebi ise probiyotik olmasından dolayı bebeklerin bağırsak ve sindirim yapısına çok uygun olmamasıdır. Malum bebeklerin anne sütü harici farklı bir yiyecek içecek alması iyi değildir. Çocuklarımızda rahatlıkla tüketilmesinde bir mahsur yoktur aksine antibiyotik etksinden dolayı vücut direncine de katkısı olduğu için tüketmelerinde fayda vardır. Kış boyu tükettiğimiz kefir sayesinde soğuk algınlığı gibi rahatsızlıklardan daha etkilendiğimizin de farkına vardık.
Kefiri bozmada geç kalırsak ne olur; normalde bazen dalgınlıkla unutup 24 saat sonra değilde 48 saati gören hatta geçen sürelerde bozduğumuz oldu. Tek farkı süre uzayınca daha da koyulaşması ve ekşimesi. Mide rahatsızlığımdan dolayı çok ekşi gıdaları özellikle ekşimiş yoğurdu yediğimde mideme dokunmasına rağmen süresini geçirtip çok ekişme yapmış kefiri tükettiğimde bile mideme dokunmadı.
Kefiri ne kadar sürede tüketmeliyiz; kefirimizi bozup yeniden kurduktan sonra içeceğimiz kefirimizi eğer uzun sürede tüketeceksek yani fazla gelmişse bir kaç gün alacak ise buzdolabında soğuk ortamda saklayıp takip eden sürelerde tüketebiliriz. En iyisi taze tüketmektir hatırlamamızda fayda var. Dört kişilik bir aile kişi başı 1 su bardağı tüketmeyi düşünüyorsa zaten 1 litre neredeyse tam denk geliyor.
Kefiri nasıl tüketmeliyiz; bu tamamen kişinin zevkine kalmış durumda. Ayran gibi bir kıvamda olduğunu bahsetmiştik normal sade şekilde içebiliriz. Gerekirse cacık yapabiliriz veya yediğimiz yemekle birlikte yudum yudum tüketebiliriz. Ama şahsi fikrim sanki bir mide ilacı veya sindirim ilacı alır gibi aç karnına yemeklerden önce bir içecekmiş gibi bardaktan direkt içmek yönünde.
Sağlıklı bir kefir mayası bozum esnasında nasıl olmalı; kefiri bozup süzeceğimizde bulunduğu kabın üstüne çok fazla serumsu yani şeffaf sünen bir sıvı biriktirmemeli. Peki kefirimiz bir şekilde özelliğini yitirdi ve bu şekilde sıvılar çıkarıyor ve de oda sıcaklığında olmasına rağmen sütü istenilen kıvama getirmiyor ise özetle tutmuyor ise mayayı elimize aldığımız çok aşırı sünen salgıları var ise bir nevi hastalanmış diyebiliriz. Bu başımıza geldiğinde kefiri çeşmede güzelce yıkayıp biraz daha sıcak ortama aldık ve mayanın olması gereken yani kurulması gereken sütten daha az süte kurulmasını denedik. Bu esnada haliyle daha kısa sürede kefirin kurulumunu yenileme yapmamız gerekti veher defasında çeşme altında bu salgılarından arındırma işlemini sık yapmış olduk. Bazen bu durum çare olmadığında su içerisinde dolapta beklettik ve suyunu günlük tazeledik. Bir süre sonra minik pürüzlü yapısına tekrar bürünmeye başlayınca sıkıntının gittiğini anlamış oluyoruz.
Kefirde hangi süt kullanılmalı; kefirin kurulumunda yani mayalanma aşamasında biz sürekli pastörize yarım yaplı süt kullandık. Marka olarak bir defa deneyip sorun yaşamayacağınız sütü sürekli olarak kullanmanızı tavsiye ediyorum. Bazı sütlerde kefirimizin tutmadığını mayalanmadığını fark ettik, ertesi gün tekrar aynı marka süt ile denedik acaba mayada bir sorun mu oldu endişemizin sonucu sütten olduğunu anladık. Sürekli kullandığımız marka yarım yağlı sütü ile mayalamayı denediğimizde ise sorunun sütten olduğunu anladık. Kefir keçi ve koyun sütleri ile de kurulabiliyormuş ama bizim deneme şansımız olmadı.
Kefir mayasını nasıl üretebiliriz; kefir mayamızı temin ettiğimizde günlük kurup içmeye başlayacağımız için her gün bu bozum işlemi esnasında mayamızın büyüdüğünü fark edeceksiniz. Normalde kurulumda kullandığımız mayadan ilerleyen günlerde küçük parçalar kopmuş gibi minik mayaları göreceksiniz, çok küçük bir kefir mayası bile olsa atmamak gerekiyor ki zamanla büyüyor. Bu sayede parça parça bir çok kefiriniz olduğunu görüyorsunuz.
Kefiri saklama koşulları; kefirin bir maya olduğundan bahsetmiştik. Haliyle fermante bir ürün olduğu için mayanın çalışması için sıcaklık gerekiyor. Biz kefirin mayasını bozulmadan muhafaza etmek istediğimiz için soğuk bir ortamda yani buzdolabında saklamalıyız. Bu aşamada kefirin mayasını küçük bir cam şişe içerisine bir miktar su koyup etrafını ışık almayacak şekilde sardıktan sonra buzdolabının kapağında saklayabiliriz. Dondurucu kısmında saklamayı da denedik lakin tamamen donduktan sonra dolaptan çıkan mayanın çalışmasında sorunlar yaşadık.
2 Yıllık tecrübelerim bu kadar, tamamen kendi tecrübelerimi sizlere aktardım.
Bu makale iznim alınmaksızın alıntı yapılamaz, çoğaltılamaz ve dağıtılamaz.
İnternet ortamında edindiğim bilgiler doğrultusunda kefirin faydaları ise aşağıdadır;
Kefir; Hepatit A ve B hastalıklarının tedavisinde yardımcı rol oynamaktadır. Kefirdeki fosfor, hücrelerin büyüme, bakım ve onarım işlemleri için protein sentezine katılır. Bileşimindeki bulunan mucize mineral selenyum, hücreler üzerinde antioksidatif etki göstermektedir. Kansere karşı çok önemli faktör olarak değerlendirilen selenyum, kalp hastalıklarını da önlemekte, yaşlanmayı yavaşlatmaktadır. Kefir, yaşlanmayı yavaşlatır ve birçok hastalığın oluşumunu engeller. Kefirdeki Antioksidan vitamin ve mineraller hücre yenilenmesini sağlar. Kefir, biyolojik olarak insan metabolizmasının sürekli yenilenmesini sağlar. Kefir, sağlıklı ve doğal beslenmeyi sistemize ettiğinden çeşitli hormonların seviyelerini dengeler ve normalleştirir. Başta üreme hormonları olmak üzere, kortizol, insülin ve beyinde önemli işlevi olan serotonin (mutluluk) hormonu ile adrenalin hormonu üzerinde olumlu etkiler yapar. Kefir, mide ve pankreas gibi bazı organların salgılarını artırarak, başta ülser olmak üzere sindirim rahatsızlıklarına karşı iyileştirici rol oynar.